14 Temmuz 2008 Pazartesi

ALANYA

Nasıl Gidilir?

Yola İstanbul'dan çıkanlar için iki seçenek var. Adapazarı-Bilecik-Kütahya hattı ve daha manzaralı seçenek olan Bursa-Orhaneli-Tavşanlı- Kütahya üzerinden Afyon bağlantısı.

İstanbul veya Ankara'dan hareket edenler otoban yolu kullanmak isterlerse Konya -Akseki üzerinden Alanya'ya daha düzgün, daha kaliteli, daha manzaralı, fakat biraz daha uzun bir güzergâhla yolculuk yapabilirler.

İzmir'den yola çıkanlar için de iki seçenek mevcut. Ama otobüs firmalarının da genellikle tercihi olan güzergah yol Aydın Otobanı üzerinden Nazilli-Denizli-Cankurtaran-Korkuteli-Antalya'dır. Diğer bir yol da Burdur üzerinden Antalya'ya ulaşır.

Antalya-Alanya arasında çift yönlü, harikulade manzaralı bir yol kullanılıyor. Yaklaşık 120 km. olmasına karşın zaman çabucak geçiyor.

Tarihçe

Alanya Kuzeyinde Toros Dağları Güneyinde Akdeniz’in bulunduğu küçük bir yarımada üzerinde kurulmuştur. Antik çağda Pamfilya ve Klikya arasındaki çizgide yer aldığı için pazen Pamfilya bazen de Klikya olarak anılmıştır. 

Alanya'nın ilk iskanı ile ilgili kesin bir bilgi bulunmamaktadır. Prof Dr Kılınç KÖKTEN ‘in 1957 yılında Kent merkezine 12 Km uzaklıkta yer alan Kadıini Mağarasında yaptığı araştırmalar, bölge tarihinin Üst Paleolitik (M.Ö.20,000,-17,000,) dönemine kadar uzandığını göstermektedir.

Alanya’nın ilk kez ne zaman ve kimler tarafından kurulduğu henüz bilinmemektedir. Kentin bilinen en eski adı Korakesium dur. Bizans döneminde ise Kalanoros ismi verilmiştir. 13, YY da Anadolu Selçuklu Hükümdarlarından 1, Allaaddin Keykubat’ın (1200-1237) kaleyi alması ile şehrin ismini Alaiye olarak değiştirmiştir. 1935 yılında Kenti ziyaret eden Atatürk ise Alanya adını vermiştir. (Korekesium’dan İlk kez bahseden M.Ö.4, Yüzyıl antik coğrafyacılarından Scylax’dır Bu dönemde bölge Anadolu’nun önemli bir bölümünü istila eden Perslerin egemenliği altındadır. Daha sonra ünlü antik çağ yazarı Strabon, Piri Reis, Seyyep, İbn-i Batuta ve Evliya çelebi bölgeyi gezen seyyahlar olup eserlerinde kentten bahsetmektedirler. 

Bölgenin ilk çağları ve Bizans dönemi hakkında fazla bilgimiz yoktur.M.S.7.yüzyılda arap akınları sırasında kent savunması daha da önem kazanmış,akınlara karşı korunmak amacıyla kale yapımlarına öncelik verilmiştir.Bu nedenle Alanya ve çevresindeki pek çok kale ve kilise M.S.6 ve 7.yüzyıla tarihlenmektedir.

Anadolu Selçuklu hükümdarlarından 1. Alaaddin Keykubad, Alanya kalesinde hüküm süren ve hristiyan sülalelerinden olan Kyr Vart’ ı 1221 yılında yenilgiye uğratarak Kaleyi ele geçirmiştir. Hükümdar kendi adına burada bir saray yaptırmıştır.Selçuklu’lar başkent Konya’nın yanısıra Alanya’yı ikinci bir başkent ve kışlık merkez olarak kullanarak imar faaliyetlerinde bulunmuşlardır.

1243’deki Moğol saldırıları 1277’de Mısır Memlüklerinin Anadolu’ya girmeleri Selçukluları yıpratmış, 1300 yılında Selçuklu Devleti parçalanmış ve bölge Karamanoğulları tarafından beşbin altın karşılığında Memlük Sultanına satılmış daha sonra 1471 yılında Fatih Sultan Mehmet zamanında Osmanlı Devleti sınırları içerisine alınmıştır.

Alanya, Tarsus ile birlikte 1571 yılında Kıbrıs eyaletine bağlanmış,1864 yılında ise,Konya vilayetinin sancağı olmuştur. 1868 yılında Antalya’ya bağlanmış, 1871 yılında bu ilin ilçesi olmuştur

Ne Yenir?

Alanya'nın kendine has bir yemek tarzı bulunmamaktadır. Restorantlarda fast food, deniz ürünleri, dünya mutfaklarından seçmeler, ızgara çeşitleri bulunabilir. Tabelalarda yazılı olan fiyatlardan korkmayın,  Türklere ödeme esnasında ikram yapılıyor. Caddede restoran seçerken daha çok kalabalık, sürümü olan yerleri seçmenizi tavsiye ederim. Sahildeki restorantlardan Kaptan ve Yakamoz'u önerebilirim. Dim Çayı üzerine kurulu restorantlarda da gayet leziz meze ve balık çeşitleri sunuluyor, ayrıca mekan da muhteşem. Kızıl Kule yolunda meşhur Bamyacı Dondurma yer alıyor. Ben aradığımı tam olarak bulamadım ancak sizler yine de deneyiniz.

Nerede Kalınır?

Alanya'da yüzlerce otel, pansiyon ve apart oteller bulunuyor. Otel seçiminde Alanya Merkeze olan uzaklığına dikkat etmenizi öneririm. İncekum, Avsallar ve Konaklı tarafında kalıyorsanız şehre inmeniz için dolmuşlar mevcut ancak her akşam şehir merkezine gitmek isterseniz zaman kaybı oluyor. 

Kaptan Otel
Tel: (0-242) 513 49 00

Panorama Hotel
Tel No: 0(242) 513 11 81

Seaport Hotel
Tel No: 0(242) 513 64 87

Alanya Otel
Tel No: 0(242) 514 06 95

Kleopatra Hotel 
Tel No: 0(242) 513 72 94

Güral Otel
Tel No: 0(242) 513 78 44

Riviera Hotel
Tel No: 0(242) 513 75 97

Güneş Beach Hotel
Tel No: 0(242) 511 95 95

Parador Otel
Tel No: 0(242) 511 15 11

Kleopatra Beste Hotel
Tel No: 0(242) 512 26 79

Antique Roman Palace
Tel No: 0(242) 514 05 06

Blue Sky Hotels
Tel No: 0(242) 514 12 28

Club Hotel Lonıcera
Tel No: 0(242) 517 14 59

Aspendos Hotel
Tel No: 0(242) 517 10 04

Akropol Hotel
Tel No: 0(242) 518 15 88

Club Parodiso
Tel No: 0(242) 518 22 00

Ne Yapılır?

Alanya'yı öncelikli tercih sebebimiz deniz-güneş-kum üçlüsü. Ancak bunlardan arda kalan zamanda çeşitli aktiviteler yapabilir, doğal güzellikleri keşfedebilirsiniz.

Tekne Turları: Sabah 10.30-11.00 civarı Kızıl Kule'nin oradan tekneler kalkıyor. Tekneler, Korsanlar Mağarası, Fosforlu Mağara, Âşıklar Mağarasına, gidiyor, antik darphaneyi görüyor, Kleopatra plajında, kale eteklerinde ve yeni yapılan marina çevresinde yüzme molası veriyorlar.

Kızıl Kule: Giriş katı sergi galerisi olarak kullanılan, ışık efektleri ile donatılmış kulenin ilginç mimarisi içindeki merdivenlerle kule terasına çıkanlar, burada bol bol anı fotoğrafları çekip, burçların arasından Alanya'yı tepeden seyrediyorlar.

Alanya Kalesi: Akşam saatlerinde Alanya Kalesine çarşı içinden veya Damlataş mağarası önünden çıkanlar, kale içindeki Bizans kilisesi, sarnıçlar, kale burçlarını görüyor, kale surlarında yürüyor. Denizden 250 metre yükseklikteki "Adam Atacağı Kulesi"nden denize taş yetiştirebilmeyi deniyorlar, gün batımını izliyorlar.

Dim Çayı: Dim Çayı sizi muhteşem doğal güzelliğiyle karşılıyor. Ayaklarınız suda iken leziz alabalıklarınızı yer, çınar, çam, cevizağaçları gölgesinde yorgunluk atabilirisiniz. Size Akdeniz'in yaz mevsimi içindeki bunaltıcı havasını bir anda sıyırıp atabileceğiniz bir ortam sunar. Dim Çayı boyunca dere yatağına su içine yerleştirilmiş bir çok masa ve kıyılarda dere içi kır lokantalarına rastlanıyor. Piknik alanlarında taşlara, otlara, çiçeklere basan ayaklarınız burada buz gibi suya temas ediyor. Turistlerin en büyük zevki kiralık ciplerle tozlu yolları turladıktan sonra tüm safari tozunu bu gibi sulara bırakmak ve çayın ortasında yemeklerini yiyip, sonrasında en derin yeri 3-5 metre olan çayın ortasına tekrar tekrar atlamak.

Gece Hayatı: Sahil boyunca ve çarşı içinde çeşitli restoran, bar, diskoların yer aldığı Alanya Merkezine akşam saatlerinden itibaren yoğun bir turist akını başlıyor. Rusya, Almanya, Hollanda ve İskandinav ülkeleri baştaolmak üzere dünyanın çeşitli ülkelerinden gelip, kısa sürede birbirleri ile kaynaşan turistler, danslar, alevli yemeklerin hazırlanışı, maytaplı içkilerle coşuyor, masalar arasında kuyruk olup, halay çekiyorlar. Sizlere özellikle Bistro Bellman ve James Dean Bar'ı öneririm.